19 Nisan 2007

Bölüm 48 - Bitaneme Az Kaldı

Her yeni gün, yeni bir umuttu benim için. Onsuz hayatıma alışmış görünüyordum. Onunla her gün aynı saatlerde telefonda konuşuyorduk. Her yemeğe çıktığında konuşmaya çalışıyorduk. Onun orada neler yaşadığını bilmiyordum ama en azından bana anlattığında hayalimde canlandırmaya çalışıyordum. Bazen sinirli oluyordu bazen de çok sıkılmış. Birbirimizin sesini duymak iyi geliyordu. Onunla ve onsuz geçirdiğim günlerim hep keskin çizgilerle ayrılıyordu. Onunla geçirdiğim günlerimin farklı bir duygusu olurdu hep. Kendimi daha farklı hissetmemin tek nedeni onun yanımda olmasıydı. Sınavlarım yaklaşıyordu ve O işten henüz ayrılmayı düşünmüyordu. En azından bir ay boyunca çalışıp daha sonra ayrılacağını söylemişti. Ben zaten Antalya’ya gitmek istiyordum ama işinden dolayı görüşemeyeceğimizi bildiğim için ertelemiştim. Ancak haftaya pazartesi resmi tatil olduğundan o gün görüşebileceğimiz aklıma geldi. Tüm ders boyunca bu yolculuğun olası planlarını yapmıştım kafamda. Ona söylediğimde çok sevindi, bu yalnız günlerimizde birbirimize ilaç gibi gelecektik. “Eve gidince evdekilerle konuşurum, pazartesi günkü izin için de patronla konuşacağım” dedi. Akşam konuştuğumuzda her şeyi halletmişti. Hem sevinmiş hem de şaşırmıştım. Antalya’ya gidecektim! Bir gece kalacak olmam bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu. Sonuçta O’nu görecektim. Sonra çok özlediğim arkadaşlarımı görecektim. Bu yolculuk sınavlarımdan önce çok iyi gelecekti bana. Oraya gelince neler yapabileceğimizi konuşuyorduk Onunla. Görüşmek istediğim arkadaşlarımın hepsine haber verdim. İçimi çok büyük bir sevinç kaplamıştı. Onu İzmit’ten uğurlarken yaşadığım üzüntü artık kayboluyordu. Çünkü insan bir süre sonra alışıyordu ayrılığa. Onunla internetten de konuşamıyorduk bir süredir. Çünkü internetinde bir sorun vardı. Her gün telefonda sesini duyduğum, her gece rüyamda görmek için uykuya dalıp da bazı geceler göremediğim, bazı gecelerse o an yanımdaymışçasına hissettiğim, biricik sevgilimi görecek olmam beni büyük bir sevinç haline sokuyordu. Bundan daha güzel ne olabilirdi ki?

Hiç yorum yok: