5 Nisan 2007

Bölüm 46 - Asgari Hız

Onunla üç hafta geçirdiğim evde şimdi tek başıma yaşamaya alışmam çok zor geliyordu. Tam birlikte yaşamaya alıştık derken, yine ayrılık yolu gözükmüştü sonunda. Neden bu sıkıntı? Sanki her an kapıyı çalıp gelecekmiş gibi hissediyordum. Yeni bir işe girmişti. Artık eskisi kadar sık konuşamıyorduk. Zaten işten de pek memnun değildi. Tekrar yanıma gelip benimle yaşamak istediğini söylüyordu. Keşke gerçekleştirebilseydik. Hiç ayrılmayacağımız günler ne zaman gelecekti? Onu delicesine özlüyordum. Bazı geceler çok korkuyordum, yanımda o yoktu artık. Kâbus görüp uyandığımda kime sarılacaktım? İşe girdiği için gelecek hafta gitmeyi planladığım Antalya gezimi de askıya almıştım. Aslında yine de gidecektim ama sadece kesin değildi. Güya İzmit’e birlikte dönecektik ama işe girmesi bu planlarımızı da suya düşürdü. Tabi ki çalışması daha iyiydi ama özlemin üzerimizdeki yükü gün geçtikçe tekrar ağırlaşıyordu. Bana ihtiyacı olduğunu hissediyordum ki benim de ona çok ihtiyacım vardı. Tüm ağaçlar çiçek açmışken, doğa uyanırken, ben kendimi her geçen gün daha derin bir karanlığın içine yürürken buluyordum. Onsuz yaşamaya kendimi alıştırmak için arkadaşlarımla takılmaya çalışıyordum, değişik aktiviteler yapıyorduk. Bu günler yine geçecek, onu yanımda bulacaktım. Hep böyle oldu ama o yanımdayken günler o kadar çabuk geçti ki o gittiğinde başım çok dönmüştü. Birçok güzel an paylaştık yine. Birlikte güldük, birlikte ağladık. Kısacası yaşadık. Onunla her şeyi konuşabilmek, aileni anlatabilmek, mutluluğunu paylaşabilmek dünyanın en güzel duygusuydu. En yakınımdı ve beni en iyi tanıyan insandı. Benimle ilgilenmesi çok hoşuma gidiyordu. İlk tanıştığımızdan itibaren bana hissettirdikleri hiç değişmemişti. Onun yanındayken hâlâ ilk günkü kadar heyecanlanıyordum. Onu öperken ilk günkü gibi zevk alıyordum. O kadar çok şey paylaşmıştık ki kendimi yalnız hissettiğimde geriye dönüp yaşadıklarımızı hatırlıyordum. Kendimizi hiçbir zaman tekrarlamadık. Bazı günlerimiz birbirine benzer geçtiyse bile her gün kendi içinde değerli ve özeldi. Geceleri dışarı çıkıp dolaştığımız günleri de özlemiştim. Yıldızların altında uyur gibi huzurlu ve rahattım onun yanındayken. Şimdi ise geceleri üzerim açıldığında kim örtecekti?

Hiç yorum yok: