8 Aralık 2006

Bölüm 31 - Özel Bir Gün

Saatler tam gece yarısını gösterdiğinde telefonum çaldı. Arayan O’ydu. Tıpkı onun doğum gününde benim yaptığım gibi “İyi ki doğdun” melodisini söyleyerek kutladı beni. İlk ve en özel tebrikimi almıştım. Daha sonra sırayla arkadaşlarımdan mesajlar geldi. Sevinmiştim. Hatırlanmak güzeldi. Yatmadan önce O bir kez daha aradı. Annem evde olduğundan rahat konuşamıyordum ama yine de derdimi anlatabilecek kadar konuşabildik. Paket yolladığını ve içinde bir not olduğunu söyledi. Tahminlerim doğruydu. Anneme neler diyebileceğimden ona da bahsettim. En özel günümde yanımda olmasını o kadar çok isterdim ki. Bu sene böyle idare edeceğim artık. Bir süre bilgisayarda takıldıktan sonra yattım. Yarını iple çekiyordum. Uyandığımda annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Kahvaltıdan sonra annem temizliğe başladı ben de ders çalışmaya. Ne de olsa yarın sınavlarım başlıyordu. İnsanın doğum gününde ders çalışmak zorunda olması kadar kötü bir şey var mı? Evet, var. Dünyalar kadar sevdiği, her şeyim dediği, onun için ölebileceği insanın yanında olmaması. Zaten kendimi bu duruma hazırladığımdan fazla da üzülmemiştim. En çok paketin ne zaman geleceğini, geldiğinde anneme ne diyeceğimi, içinden ne çıkacağını merak ediyordum. Bu stresle ders çalışmak imkânsızdı. Bir süre sonra bıraktım. Kalbim sabah uyandığımdan beri hızlı hızlı atıyordu. Bilgisayarın başında biraz zaman geçirmeye karar verdim. O kadar dalmıştım ki kapı çaldığında yerimden ok gibi fırladım. Neredeyse umudu kesmiştim çünkü hava kararmıştı. Annem kapıyı açmak için mutfaktan geliyordu ki “Ben açarım” dedim. Paketi aldıktan sonra annemin soru bombardımanı da başlamıştı. Geçiştirici şeyler söyledim neyse ki çok üstelemedi doğru düzgün bir cevap alabilmek için. Telefonda bel ölçümü sormuştu ben de pantolon alacağını düşünmüştüm. Hayır, küçücük bir kutuydu gelen. Heyecanım ve merakım daha da artmıştı. Ne olursa olsun açmalıydım. Lavaboya girip kapıyı kapattım. Açarken çıkacak bant sesleri duyulmasın diye musluğu açıp su dolduruyordum. Açtığımda gördüğüme inanamadım. Sağ gösterip sol vurmak diye buna denebilirdi. Aldığım en güzel hediyelerden biriydi bu. Hayır, ne olduğunu yazmayacağım ama emin olun süper bir şey! Geçen seneki doğum günü hediyemden (Yani Ondan!) sonra aldığım en güzel hediye diyebilirim. Heyecan içinde lavabodan çıktım ve paketi bir yere sakladım. Annem hiçbir şey sormadı. Akşam olduğunda birkaç arkadaşımdan daha tebrik mesajı geldi. Babamla internet üzerinden görüştüğümde ise bir şaşırtıcı haber de ondan duydum. O da bir paket göndermişti. İçinde ne olduğunu söylemedi. Sanırım yarın gelir. Heyecan doruktayken iş çıkışı saatinde O aradı. Gün içinde mesajlaşmıştık ve biraz morali bozuktu. Ancak konuşmamızda moralinin düzeldiğini söyledi. Keşke yanımda olabilseydi. Hiç değilse oralarda bir yerlerdeydi. Bunu bilmek bile beni mutlu ediyordu. Annemin gelmesine de henüz alışamamıştım. Değişik bir doğum günü geçiriyordum. Güzeldi, heyecanlıydı, iç gıdıklayıcıydı. Hayatımın unutamayacağım birkaç gününe bugün de eklenmişti.

Hiç yorum yok: