7 Kasım 2006

Bölüm 16 - Hayal Değil Gerçek

Tam tekrar yatacağım sırada kapı çaldı. Birden fark ettim ki o ana kadar hep bunu beklemişim. Geldiğine inanmak istiyordum, buna fazlasıyla ihtiyacım vardı. Aksini düşünmüyordum artık. Eğer gelen o değilse o halde kendimi öldürmeliydim. Çünkü bu acıya dayanacak gücüm kalmamıştı. Saniyeler onsuz geçmiyordu sanki. Kapıyı açtığımda bavuluyla birlikte karşımda duruyordu. Yüzünde sanki “Bak sonunda geldim işte, nasıl da sürpriz yaptım” der gibi bir gülümseme vardı. Bense donup kalmıştım. Geleceğini saatler öncesinden öğrendiğimde bile heyecandan yerimde duramayan ben, şimdi ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette öylece duruyordum. Kapıyı daha fazla açmamı beklemeden hemen içeriye girdi, bavulunu koydu ve kapıyı kapattı. Her sabah uyandığımda ilk onu düşünürdüm. “Acaba şu an ne yapıyor yoksa daha uyuyor mu?” tarzı düşünceler kaplardı hafızamı. Onun geldiği ana kadar devam ederdi bu düşünceler. Şimdi karşımda olması beni zihinsel olarak da bir şoka uğratmıştı. Derken aklımdaki tüm düşünceleri bir kenara bırakıp kendimi onun kollarına bıraktım. Uçuyordum sanki. Bundan daha güzel bir duygu olabilir miydi? Tüylerim diken diken olmuştu, vücuduma her dokunuşunda kendimden geçiyordum. O sırada küçük dokunuşlarla beni öpüyordu. “Daha fazla dayanamıyorum” dedim ve ayakkabılarını çıkartıp odaya geçtik. Biraz da olsa kendime gelmiştim. En önemlisi mutluydum. Yanımdaydı artık daha ne isteyebilirdim ki? Yine birlikte yapacağımız çok şey vardı. Mesela sinemaya hiç gidememiştik. Bu sefer mutlaka gitmeliyiz diyordum içimden. Bu sırada yan yana uzanmış, yatıyorduk. Yoldan geldiği için yorgundu. “Uyuyalım mı?” dedi. “Tabi ki” diyerek cevapladım. Onunla birlikte uyumak çok hoşuma gidiyordu. Arkasını dönüp beline sarıldığımda, kollarımla onu sıkı sıkı tutuyordum, gitmesine asla izin vermeyecek gibi. Uyandığımızda hayatımız eski haline dönmüştü. Birlikte yaşadığımız diğer günlerdeki gibi, her günümüz benzer fakat her biri bir o kadar özel ve anılarla dolu geçiyordu. 8 ay göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti sanki. Her ayrıntıyı dün gibi hatırlıyordum. Onu bu kadar zorlu dönemlerden sonra bulmuşken bırakmaya hiç niyetim yoktu. Her fırsatta bunu ona söylüyordum. Çünkü ikimizin de duymak istediği cümleler bunlardı. Ayrı olduğumuz günlerde çektiğim acıları, birlikte olduğumuz günlerdeki mutluluklar örtmeye yetiyor da artıyordu. O yokken bile geçmiş günlerimizi hatırlayarak yine mutluluğu tadıyordum.

2 yorum:

YaSTıK KıLıFı dedi ki...

YAZDIĞIN HERSEYİ SOLUKSUZ OKUDUM ÇOK GÜZEL...

The SummerSon dedi ki...

Güzel bir sürpriz olmuş :) Sevgiliye uyumak gibisi yoktur, ah ah...