23 Kasım 2006

Bölüm 22 - Ucu Gözüken Tünel

Her şey birdenbire oldu. Kalacak yer bile ayarlamamıştım. Evlerinde misafir olduğu için ilk iki gün onlarda kalamayacaktım. Ortaokul ve liseden samimi arkadaşım Elif evlenmişti ve Antalya’da oturuyordu. Onlarda kalmaya karar verdim. Elif’e sorduğumda da kabul etti. Böylece bu sorunu halletmiştim. Hareket günüm geldiğinde içimde önceden hiç hissetmediğim bir heyecan vardı. Çantamı hazırlarken birkaç saat içinde beni neler bekleyeceğini bilmiyordum. Otobüse bindim ve bundan sonra her şey yeni başlıyordu benim için. Bugün onunla görüşeli bir ay olmuştu. Ayrı kalmak mı zordu yoksa ne zaman kavuşacağını bilmemek mi? Bilmiyordum. Bu soruları bir süreliğine kafamdan çıkartıp attım. Ne de olsa onun yanına gidiyordum. Güzel şeyler düşünmeye çalıştım. Neler yapabileceğimizi. Üstelik Antalya’daki arkadaşlarımı da görecektim. İçimde bir ilkokul öğrencisinin ilk karne heyecanı gibi bir heyecan vardı. Sanki bir an önce onu karşımda görmek istiyordum. Gözümü kapattım ve onu hayal ederek uykuya daldım. Uyandığımda sabah oluyordu. Güneşin ışıkları gökyüzünü aydınlatmaya başlamıştı. Birden otobüste olduğumu hatırladım. Yol ne uzunmuş meğerse. Sabretmek neden bu kadar zor? Güzel günler beni bekliyordu ve biliyordum ki güzel günler çabuk geçer. Bu kadar uzun süre onu görmemiş olmak insanın içini burkuyordu. Oysaki ağzından çıkan her kelimeyi duymak isterdim. Bir anım bile onsuz geçsin istemezken koskoca bir ay ayrıydık. Neler değişmişti bu süre içinde? Bilmiyorum. Tek bildiğim daha fazla dayanma gücümün kalmadığıydı. Bu yolculuk şarttı. Otobüsten inip servise bindiğimde onu aradım. İneceğim yerde karşılayacaktı beni. Düşününce aslında zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anladım. Otobüs yolcuğu bile kısa gözükmüştü gözüme birden. Onu beklerkenki sürenin çok daha az olmasına rağmen zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. Servisten indim ve konuştuk. Birkaç dakika içinde gelecekti. Neydi bu hissettiğim duygu? Biraz heyecan, biraz merak, biraz karamsarlık ve fazlasıyla özlemdi. Onu kamerada bile çok az görebilmiştim. En sonunda geldi. Zayıflamıştı. Şimdi ise gerçeği bana doğru yaklaşıyordu. Sarıldık, sıkıca sarıldık. Özlem bitmişti. Kafam meşgul değildi artık. O yanımdaydı ya başka hiçbir şey umurumda değildi. Zaman yavaş geçmiş hızlı geçmiş ne fark eder.

Hiç yorum yok: